Diğer yandan, eğer sen ve birliklerin çarpışmadan galip ayrılırsanız mağlup ettiğiniz
düşmanın bütün mal varlığına el koyma hakkına sahip olursunuz. Unutma ki eğer bu
çarpışmaya müttefiklerle girdiysen eşyaların bir kısmını -savaş gücüyle orantılı olacak
şekilde- onlarla paylaşmalısın.
Öncelikle, bilincini kaybetmiş bütün düşman askerlerini esir olarak alıkoyabilirsin.
Unutma ki bir düşman askerini öldürmeden, esir alabileceğin şekilde bayıltabilmek için
üzerinde “bayıltıcı hasar” bırakacak bir silah seçmeli veya atınla onları çiğnemelisin.
eğer kendin arkada kalarak adamlarını önden gönderdiysen onlar da birkaç esiri sana
getirebilirler; ama meydana sen de yürürsen normalden çok daha fazla vahşi olacaklar
ve çoğunlukla bayıltmak yerine düşmanı öldürmeyi tercih edecekler.
İkinci bir nokta ise, düşman savaş grubunun elinde tuttuğu esirleri de özgürlüklerine
kavuşturabilir ve hatta onları kendi grubuna katılmaya iknaya çalışabilirsin.
Üçüncü nokta; düşmanın taşıdığı ve kuşandığı herşeyi alabilirsin. Genelde ekipmanların
çoğu mağlup olunan bir savaştan sonra oldukça kalitesizleşmiş olurlar ancak
aradasırada aralarından kaliteli parçalar çıkar. Silahlar, zırh, cephane ve hatta yiyecek
malzemeleri ve binekler. Unutma ki adamların ve müttefiklerin de savaş alanını
hafifletiyor olacaklar. Yani bütün herşeyi senin yağmalıyor olabilmen sözkonusu değil.
Genel olarak, yağmalanan mallardan askerlerin bir, yoldaşlarının her biri üç ve lider
olarak sen de on pay alacaksınız.
Ve son olarak, en çok tecrübeyi düşürülen düşmanlardan kazanırsın. Bu tecrübe
puanları bütün birlik içinde paylaştırıldığı için tek başına savaşmadığın sürece hepsini
kendine yazdıramazsın. Komutan olarak, savaşlarda kazanılan tecrübenin büyük kısmı
senin olurken yoldaşların daha az ancak yine de hatırı sayılır bir miktarına, birlikler ise
küçük bir miktar tecrübeye sahip olurlar.